|
|
|
ödevlerim |
|
|
|
|
|
|
|
ASURLULAR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
A slen Kuzey Irak'ta,
Dicle kıyısında bulunan
Aşur/ Asur (Qalat Şarqat) şehri ve çevresinde yaşayan bir
Sami toplulukken, özellikle M.Ö. 2000 sonrası doğu-batı arası global ticaretten faydalanarak gelişmiş ve topraklarını genişleterek ülkelerini bir imparatorluğa dönüştürmüş
eskiçağ
halkı.
M.Ö.2. Binyıl'ın başından itibaren özellikle
Anadolu'da
koloniler kurmuş, Anadolu'ya yazıyı taşımışlardır. Daha sonra
Mitanni egemenliğine girseler de 2.binyılın ortalarında bağımsızlıklarını kazanmış ve
Fırat'a kadar topraklarını genişleterek buralara yerleşmişlerdir. Asurluların başkenti
Ninova kentidir.
M.Ö. 1 binyıl başından itibaren
Doğu Anadolu içlerine doğru genişleyen
imparatorluklarıyla birlikte ilerleyen Asurlular kuzeyde
Elazığ ve
Palu'ya kadar yayılmışlardır. Asur hükümdarları sıklıkla fethedilen toprakların yerel halkını oradan sürerek yerlerine Asurluları yerleştirmiş ve bu bölgeleri Asurlulaştırmışlardır (bkz.
tehcir.)
İmparatorluğun M.Ö.7. yüzyıl sonunda çökmesiyle birlikte Asur halkı da tarihi kayıtlardan silinir. Son olarak
Harran ve çevresinde yaşadıkları bilinmmekle birlikte kayıtlarda yeralmasa da eski imparatorluk topraklarında daha sonraki yüzyıllarda da yaşamlarını sürdürdükleri ve zamanla bölgenin diğer halkları içinde eriyip gittikleri aşikardır...
Günümüzde bazı
Süryani toplulukları Asurluların soyundan geldiklerini iddia etmektedirler.
Asurlar
Hareketli, güçlü, aynı zamanda da acımasız ve kan dökücü bir halk olan Asurlular, korkunç savaşlarla büyük zaferler kazandılar. Asur ordusu çok iyi örgütlenmişti. Mızraklı askerler ve okçular, örme zırhlar giyerlerdi; savaş arabaları çok çabuk yer değiştirebiliyordu; kuşatma gereçleri son derece gelişmişti. Ayrıca, gerçek bir süvari sınıfı da tarihte ilk olarak Asur ordusunda kurulmuştu. Ne var ki, bu yırtıcı insanlar, kazandıkları her zaferin ardından, ele geçirdikleri savaş tutsaklarına büyük işkenceler yapıyor, işgal ettikleri ülkelerdeki insanları ya öldürüyor ya da sürüyor, ülkeyi sistemli biçimde yakıp yıkıyorlardı.
Asurluların ilk büyük kralı, Tiglatpileser l (M.Ö.1112-M.Ö.1074) olmakla birlikte,
Asur İmparatorluğu, özellikle
Sargonlar sülalesi (M.Ö. 721-M.Ö.610) zamanında en parlak dönemini yaşadı. Başkent Ninova'da, Sargon II (M.Ö.727- M.Ö. 705) büyük bir saray yaptırdı ve önemli bir kitaplık kurdurdu. Sargon II'nin yeri ne geçen Sanherib (M.Ö.705-M.Ö.681),
Basra körfezi kıyılarındakı halkları boyunduruk altına alabilmek için bir donanma yaptırarak, Fenike ve Filistin kıyılarını bütünüyle ele geçirdi.
Asurbanipal döneminde (M.Ö.668-M.Ö.626), imparatorluk en geniş sınırlarına ulaştı. Asur toprakları, Anadolu'nun merkezinden Basra körfezine, Karadeniz'den günümüzdeki
Etiyopya'ya kadar uzanıyordu. Henüz bütünlüğü tam olarak sağlamamış bu uçsuz bucaksız imparatorlukta, sürekli ayaklanmalar patlak veriyordu. Gerçekten de Asurlular, yenilgiye uğrattıkları ülkeleri örgütlemeyi bilmiyor, yalnızca bir vergi koyuyor ve imparatorluğu, halkı korkutarak ayakta tutabiliyorlardı. Bu büyük imparatorluk,
Asurbanipal'in ölümünden sonra, Avrupa'dan gelen
İskitler tarafından istila edildi. Daha sonra
Medler,
Persler ve
Babilliler birleşerek, imparatorluğa son darbeyi indirdiler; Ninova M.Ö.612'de alındı ve yerle bir edildi. Babil kralları, Asur İmparatorluğu'nun büyük bölümünü elde ettiler ve Asurluların egemenliğinden kurtulabilmek için canla başla savaştılar.
Asur Devleti
M.Ö. III. binyıldan M.Ö. 612 yılına kadar ilkin Asur şehrinde, sonraları
Mezopotamya,
Şam,
Suriye ve
Mısır'da hüküm sürmüş devlet. Asurlular eski dünyanın en kuvvetli imparatorluklarından birini kurmuşlar, en büyük medeniyetlerden birini yaratmışlardır. Sami asıllıdırlar. Asur tarihi Eski Orta ve Yeni Asur çağı olmak üzere üç bölümde incelenir.
Eski Asur çağının ilk temsilcileri güneye bağlı beylerdir.
Eski Asur çağı, M.Ö. 2100 -1800 yıllarını kaplar. Bu çağda İlusuma (M.Ö. 2000) bağımsız bir devlet kurmuştur. İl-suma'dan sonra gelen İrisum ve İlkunum Asur'un bağımsızlığını kuvvetlendirmişler ve memleketi imâr etmişlerdir. Sargon I. devletin sınırlarını doğuya doğru çok genişletmiş ve Anadolu ile ticarî münasebetler kurulmuştur.
Asur Orta çağı'nda Asurlular gerek siyasî, gerekse kültürel bakımından değişik bir hüviyette ortaya çıkarlar. M.Ö. 1400 - 1350 yıllarında kıral Asur-u ballit Asur'u büyük bir devlet haline getirmiş kendisinden sonra gelen Ahadnarari I, Salmanassar I, Nimurta I, zamanlarında Asur devleti gittikçe zayıflayan
Babil ve
Hitit devletlerinin zararına olarak yükselişine devam etmiştir. Araya giren kısa bir durgunluk döneminde Babil ile Asur arasında uzun mücadeleler olmuş ve Asurlular kısa bir zaman için Babillere vergi vermek zorunda kalmışlardır. Fakat Tiglatpileser (117-1090) zamanında tekrar büyük bir devlet haline gelmişlerdir. Bu zamanda Asur devleti, batıda Akdeniz' e kuzeydeKaradeniz' e kadar ulaşmıştır.
Yeni Asur çağında (M.Ö. 900 tarihlerinden sonra) başa gelen krallar birkaç ayrıklık ve kısa aralıklar dışında, daima savaş ve fetihlerle uğraşmışlar, Asur İmparatorluğu'nun sınırlarını genişletmişlerdir. Tiglatpileser III, (745 - 727), Sargon II, (722-705) zamanlarında Asur tarihinin en yüksek devri açılır. Sargor II. İsrail devletini kesin olarak yıkmış Van'a kadar bütün Urartu'yu istilâ etmiş Basra körfezine ulaşmış; böylece Asur devletinin sınırlarını bugünkü Bahreyn adalarından Kıbrısa kadar uzatmıştır.Fakat Sargon II. den sonra gelen krallar, yer yer başarılı seferlerde bulunmuşlarsa da, Asur devleti eski kudretini kaybetmiştir. Med kiralı Kayaksî idaresinde birleşen Babil ile diğer yenilmiş milletler Asur devletine saldırmışlar, Büyük Asur İmparatorluğuna son vermişlerdir. (M.Ö. 612)
Asurlular, aşırı savaşçılıklarının yanında büyük bir medeniyet meydana getirmişlerdir. Kuvvetli bir hükümet teşkilâtı kurmuşlar tek tanrı fikrini benimsemeye başlamışlar, çivi yazısını kullanmışlar, sanat, edebiyat, mimarlık ve hukuk alanlarında bir çok eserler yaratmışladır. Asurluların sanatlarında Sümer Hitit sanatlarının izleri açıkça görülür de, Asur sanatındaki doğruluk, gerçek bağlılık, nispetlerde ve çaptaki ululular, bu sanatı, öbür sanatlardan ayırır.
-
Asurlulardan kalma İştar kentinin giriş kapısının bir kısmı
-
Asurlulardan kalma İştar kentinin giriş kapısının bir kısmı
-
M.Ö. 7. yüzyıldan kalma Asuri yazıtları
|
|
|
|
|
|
|
|
|
yok bişey |
|
|
|
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı! |